Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ressam - Asansör

Resim
Fotoğraf: Hülya Ermiş Belek Hikâyesi:Hülya Ermiş Belek "Cep telefonumu yatay mı yoksa dikey mi tutsam daha güzel kadraj yakalarım" diye düşünüp, üst üste kareler çekerken ziyadesiyle mutlu ve pür dikkat kesilmiş durumdaydım. Geri dönüp, tarih kokan sokaktaki yürüyüşüme devam edeceğim sırada sağ tarafımda, benimle aynı hizada ama biraz daha uzakta Asansör manzarasına karşı şövalesini kurup, üzerine tuvalini oturtmuş, elindeki ölçüm çubuğunu değişik yönlere çevirip, ardından elinde tuttuğu defterine notlarını yazan uzun boylu, sarı saçlı, kirli sakallı ve boynunda kırmızı fuları bağlı, spor giyimli bir ressam ile göz göze geldim. "Hi" dedi. "Hımm demek ki yabancı biri" diye düşünerek aynı şekilde yanıt verdim, karşılıklı hafifçe gülümsedik, O hızla işine geri döndü, ben ise durdum, yaptıklarını izlemeye koyuldum. Kalem ile tuval üzerine o mesafeden seçemediğim çizimler yapmaya başlamıştı. Belli ki belki de günler sürecek bir çalışmanın ilk anlarına tanıklık ...

Bahar'da gün batımı.

Resim
 Bu fotoğrafın hikâyesini de kim bakarsa o yazsın. Bizimle paylaşan olursa da okuruz. Ne güzel olur...

Bahar dalı...

Resim
Ambulansın siren sesiyle irkildi. Başını sesin geldiği yere çevirdi; koşuşturan insanlar, sağlık görevlileri ve aralarında sedyede yatan birisinin yalnızca başını gördü. Hızlıca ACİL yazan yere girdiler. Ürkmüştü. Bütün bu kargaşa nerede olduğunu hemen hatırlattı. Oysa ki bahçede bir ağacın gölgesindeki bankta oturmuş, bahar dalıyla bakışıp, sohbet ediyordu... 'Tahliller çıkmış, kalk da doktor görsün. Sıra kaçarsa otobüsü de kaçırırız, çabuk ol' dedi annesi. 'Peki ama sonra buraya geleceğim, anlaştık mı?' diye sordu annesine. Annesi yanıt vermemiş, çoktan hızlı adımlarla uzaklaşmıştı bile. Onun peşinden bahar dalına dönüp dönüp bakarak koştu, yetişmeye çalıştı. 'Bahar dalı da keşke benimle gelseydi' diye geçirdi aklından...

Ağaçlar güzeldir, iyidir...

Resim
İklim değişikliğinin en önemli nedeni; yok edilen yağmur ormanları ve fosil yakıt kullanımı sonucunda ortaya çıkan aşırı miktardaki sera gazıdır. Yeryüzüne güneşten gelen ısı toprak tarafından yansıtıldıktan sonra bu gaz kütlelerin içerisinde sıkışarak atmosferdeki ısının kalıcı olarak artmasına neden olur. En çok bilinen sera gazı ise karbondioksittir (CO2). Ağaçlar, karbondioksiti emip, içerisindeki karbonu emdikten sonra kalan oksijeni atmosfere bırakırlar. Bin metrekarelik ağaçlık alanın emdiği karbon miktarı, arabanızı 10.000 km kullandığınızda yaydığınız karbondioksit miktarına eşittir.  Ağaçlar, bina ve yollara gölgelik alan yaratarak, şehirlerdeki ısı adalarının oluşumunu önleyerek ve yaprakları yolu ile havaya su buharı püskürterek yoğunluklarına göre şehrin ısısını 12 dereceye kadar serinletebilirler.  Yazdıklarım ağaçların iki yararı sadece daha bir çok yararı var. Onları da sonra yazacağım. Kaynak: http://treepeople.org/top-22-benefits-trees Fotoğrafın kısacık hika...

Kum ve Kurdele

Resim
Fotoğraf: Hülya Ermiş Belek Hikâyesi: Aynur Ermiş Kum kaçmasın diye oraya bıraktım, kumdan kız yapacağım. Annem fasulye kırıyordu kırt kırt. Mavi bir şey bulmalıyım kum kıza, belki kurdele. Maviye koşuyorum küçüğüm, kalbim küt küt. Bir amca tuttu beni... Dalgalar üstüme çöküyordu ama ben sahildeymişim gibi. Kaydırak yalınayak. Bulun beni...

Kedi

Resim
  Ağaç budanmış; öyle böyle değil neredeyse tek bir dalı kalmamacasına sakatlanmış. Gövdesinden yapraklar fışkırmış isyan edercesine. İçimdeki heyecanla bu anı sabitlemek istedim beynimde. Bir anda ne olduysa oldu, bir kedi hışımla belirdi önümde. Yaprakları benden korumak mı istemişti yoksa öylesine oradan geçiyor muydu bilemiyorum. Durdum o da durdu, bakıştık yeterli bir süre. İndi duvardan ağacın dibine uzanıverdi. Benden korkmadığına mutlu oldum, umarsızca ve belki de sevgiyle bakıyordu bana elimde ağacın yapraklarına odaklanmış telefonum olduğu halde...

En az aydınlık kadar çaresiziz.

Resim
Fotoğraf: Hülya Ermiş Belek Hikâyesi: Aynur Ermiş En az aydınlık kadar çaresiziz. Şu soğuk kurularda otururken. Yine erteliyoruz dilek tutmayı. Saati yarına kurulu bu bozuk Polyannamı affettim, o da beni hep affetti.  Gökyüzü ile yıkanarak başladık yeni güne, her tarafımız mavi.  Tenlerimiz birbirine yapışıyor bazen, ayıramıyoruz.  Birimizin laciverti diğerinin uçuk mavisine akıyor, paylaşmayı seviyoruz.  Her ne kadar yanarken kırmızıya dönüşse de mavilerimiz biz yine de gökyüzünün çocuklarıyız. Saati yarına kurulu Polyannamı affettim o da beni affetti, bu yüzden bozuldu zaten. Gökyüzüyle yıkanarak masmavi başlamayı deneyelim yeni güne.   Aydınlığı düşlemekte neden bu kadar çaresiziz?  Sevmediğimizden, sevmeyi unuttuğumuzdan yalnızlığı sevdiğimizden  mi? Bu yüzden işte sen de affetme bozuk Polyannanı. Ben affetmeyenlerdenim. Adam: Çok haklısın hayatım.